(b) bakmak, ihtimam/dikkat göstermek, mukayyet olmak, çekip çevirmek, idare etmek.
Who will look after the children while their mother is in hospital? Are you being well looked after? Sana iyi bakıyorlar mı?
He needs a wife to look after him: Ona bakacak bir eş/zevce lâzım.
He is old enough to look after himself: Artık kendini idare edecek yaştadır.
GİZLE